“1857
yılında, ABD'de dokuma işçisi kadınların daha insanca bir yaşam isteğiyle,
eşitsizliğe ve ayrımcılığa, uzun ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı
mücadeleye başladıkları 8 Mart, ilerleyen süreçte, tüm dünya kadınlarının
kutladığı bir gün haline geldi.
8 mart,
19'uncu yüzyılın sonlarından bu yana kadınların talep ve özlemlerini dile
getirmedeki kararlılıklarını sergiledikleri ve bu güne dek hiç de
küçümsenmeyecek haklar elde ettikleri bir gün oldu.
Kadınların daha eşit ve daha yaşanılır dünya
için başlattığı mücadele, toplumların her kesiminde yankısını buldu ve destek
gördü.
Günümüzde uluslararası insan hakları
belgelerinde her insanın eşit ve özgür doğduğu, herkesin insan haklarına ve
temel özgürlüklerine hiçbir ayrım gözetilmeksizin fırsat eşitliği çerçevesinde
sahip olduğu ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın kabul edilemezliği ilkeleri yer
aldı.
Maalesef, hala günümüzde kadına karşı şiddet devam
etmektedir.
Dünya
kadınlarının 3'te 1'i hayatlarında en az bir kez evde şiddete maruz kalıyor. Bu
şiddetin kaynağı genellikle eş veya sevgili oluyor.
Türkiye'de
kadına karşı şiddet oranı gelişmiş devletlere oranla oldukça yüksek. Özellikle
varoşlarda şiddete maruz kalan kadınların oranı %90 ların üzerinde.
Kadınlar
kültürel düzeyleri ne olursa olsun fiziksel ve cinsel şiddet başta olmak üzere,
tacizler,fuhşa zorlanma, zorla evlendirmeler,töre cinayetleri, zorla
çalıştırma, eğitim özgürlüğünün kısıtlanması gibi birçok şiddet çeşidine maruz
kalmaktadır. Türkiye'de yapılan bir araştırmada kadınların yarısının aile içi
şiddete maruz kaldıklarını gösteriliyor.
Tüm bu
olumsuzlukların gölgesinde, dünya kadınlar gününü kutlarken, peygamberimizin Veda
Hutbesinde 8 mart 632 de “Kadınlar Allahın size
emanetidir.Kadınların haklarını gözetmenizi tavsiye ederim” buyurmasından
1225 yıl sonra, Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerde “Uluslararası Kadın Günü” olarak kutlanmaya başladı.
Şunu ifade
edebiliriz:”Birleşmiş milletler İslam’ın
bin yıl gerisinden gitse de, Veda hutbesinin 8 martını görebilmiştir.Ama
maalesef ne Müslümanlar, ne de diğer insanlık alemi kadına gerektiği değeri
vermemiştir.”
Tüm Dünyada sağlık çalışanlarının %75 inin kadın olduğu tesbit edilmiştir.Öyleyse
sağlığımız kadınlara emanet diyebiliriz.
Çocuklarla en fazla ilgilenen kadınlarımızdır.Bunun
için neslimizin ve geleceğimizin şekillenmesinde, en büyük etken kadındır.
Gazetecilerin 1/3 ü kadın olmasına rağmen ,bölüm
şefi,editör, ya da patronların sadece %1 i kadın.
Sağlığımızı ve geleceğimizi emanet ettiğimiz
kadınlara, Medyada güvensizliğimiz devam etmektedir.
Daha güzel bir Dünya için ,kadınlarımızın daha güzel
yerlerde olması dilek ve temennilerimle, Tüm kadınlarımızın günlerini
kutluyorum.”dedi.
Tüm Haberler için tıklayınız »